*** SEVGİ YOLU ***
  Her telden
 

BİR LEYLA DÜŞLEMESİ

Osman Alagöz


Bir Leyla düşlemesidir aşk. Yanmaktır bir gülün kırmızısında, türküler yakmaktır sevgiliye.
Gün batımlarında tutulan sevdaları gün doğumlarında aramanın adıdır aşk. Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir; güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır aşk.
Ve biz şimdi büyüsü kaybolmuş zamanlarda aşkın peşine düştük.
Pazar pazar gezinen Zeliha olduk aşkımıza bir Yusuf bulmak için. Yusuf, esrarını gizleyen ebedi iffetti.

Mecnun'a özendik sevdamızı bir Leyla'ya yüklemek için. Leyla bir ışıktı, ab-ı hayattı aşkı filizlendiren.

Ferhat olup Şirin'ler hatırına gönül kazmasını yamaç yüreklere vurmak istedik.
Şirin, gönül aynasında aşkı büyüten bir suretti.

Bitmeyen özlemler büyütüyoruz bağrımızda. Leyla'ya, Şirin'e, Aslı'ya adadığımız yüreklerimiz vardır. Suretten öte aradığımız bir yâr vardır. Yârin adıyla yan yana bilinsin istediğimiz adlarımız vardır.

"Aşk" ile "ilgi duyma"nın karıştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Artık güllerimiz Leyla kokmuyor, sevda kokmuyor. Aşkın ilk basamağına dahi çıkamadık. Tutkulara takılıp kaldık.
Dergâha gelen delikanlıya şeyhin "Sen git, âşık ol da gel, aşkı bil de gel!" dediği kadar dahi olsa, yüreklerimize işleyemedik aşk nakışını.
Gönül toprağına atamadık aşk tohumunu. Nadasa bırakılmış yüreklerimize bir Leyla tohumu düşmedi.

Biz ölümsüz ve günahsız aşklara değil, günübirlik sevdalara takılıp kaldık. Cismaniyetin ağında ateş böceklerini yıldız sayanlar gibi, tutkuları aşk sandık. Talihsiz yanılgılarla yanlış ateşlerde yandı ruhumuz.

Sonu "kaf"la biten, "aşk"ta kalb vardır. Kaf, kalbidir aşkın. Aşkın kalbini çıkarıp aldığınızda geriye "aş" (k) kalır, ceset kalır, madde kalır.

Mecnun'un aşkına özenip de yürüdüğümüz yollar, çöl değil. Oysa aşk, çölde haz verir insana. Kalb, çöl yanmışlığında kanıyorsa aşk vardır.
Aşk, yanmışlıkla daha bir lezzet verir aşığa. Susuzluktan çatlayan dudaklardan dökülen Leyla adı, cânân adı, can verir ölür ruhlara. Çölde ceylanların sürmeli gözlerinde Leyla'yı görenler, aşka uyanır seherlerde.
Ve aşkın büyüsü örülür seherlerde. Toprak öperken alınlarımızdan, aslında Leyla'dır buseler konduran.

Bizim seherlerimizde ceylanlar yok artık. Biz seherlerimizi uykulara feda ettik, göremiyoruz Leyla bakışlı ceylanları. Üstümüze güneşler doğar oldu. Geceler boyu yıldızlarla söyleşip de onlara elveda diyemedik gün doğumlarında.
Biz, ceylanların gözlerini öpemedik, bu gözler Leyla'nın gözlerine benziyor diye. Uykulara feda ettiğimiz seherlere ağlayamadık. Leylasızlığa akmadı göz yaşlarımız.

Biz sevemedik yaratılanı Yaratan'dan ötürü. Yunus mektebinde diz çöküp okuyamadık aşk kitabını.

Oysa, varlığın özünde sevda hamuru vardı. O hamuru besleyen aşkın pişmanlık gözyaşı vardı. Adem ile Havva'dan dökülen. Şimdi ezeli pişmanlıklara değil, günübirlik sancılara akar oldu gözyaşlarımız.

En sevgiliye iltifatlar vardı sevgililer sevgilisinden, "Ben sana âşık olmuşam ey şerif!" hitabının tatlı sıcaklığı vardı. "Levlake..." hitabıyla başlayan bin bir renkte iltifatlar vardı. Âşık ile mâşûkun ezelde yazılı, göklerde yan yana asılı adı vardı.

Aşk medeniyetinin sevda pazarında, gönlümüzü bir Leyla'ya, son Leyla'ya, en Leyla'ya sunmanın hesabındayız. Yere göğe sığmayan Sevgililer Sevgilisini gönül Kâbe'sinde misafir etmenin telaşındayız. Misafirlikler bir olmak içindir, tek olmak içindir.
Tıpkı kapısına gelen âşıkına seslenen sevgilinin tek olma hayali gibi.

"Kimsin?" diye seslenir kapısını çalana. Aşka tutulan âşık "benim" der. Ve tekrar seslenir sevgili. "Burada iki kişiye yer yok. Gönlüm teki arzular."
Tekrar kapının tokmağına dokunan ve ısrarından vazgeçmeyen âşık, benlik libasından sıyrılır. "Sen'im" der. Vahdete adım atar, bırakır ikiliği, küfrü bırakır, çokluğu bırakır. Sevdiğinde fânî olur. Aşkın bekâsını bulur.


Ebedî aşkı arzulayanlar, sevdiğinde fânî olup ölümsüzlüğe kucak açanlardır.

Ve sevenlerin dilinde sevilenlerin adı bayraklaşır. Dillerde hep Leyla kitabı okunur. Kulağa gelen her nağmede Leyla, esen her rüzgârda Leyla... Buram buram hep Leyla... Kuşların ötüşünde, güllerin kan kırmızı kıvrımlarında, göğün mavisinde, ağacın yeşilinde hep Leyla vardır. Yağmur damlaları vuslata koşar, düşer toprağa. Toprak, Leyla'sıdır yağmurun; toprağın Leyla'sı yağmur...

Mecnun'a adını sorarlar, Leyla der. Geldiği yeri sorarlar, gideceği yeri sorarlar yine Leyla, hep Leyla der. Hep aşk...
Gönlünü Leyla'ya kaptırmışların şafaklarında, güneşin ışıldayan çehresinde gamzeli tebessümler saklıdır. Dağların doruklarında hiç kaybolmayan beyazlıklar, Leyla'nın yüreğe serinlikler bahşeden sevdasıdır. Aşk, kar beyazı vefalar saklar bağrında.

Yüreğine yasak koyanlar, vefalara bezenmiş aşklarında ölümsüzlüğün kapılarını aralar. Gecenin mavi karanlığında yıldızlardan taç yapan âşıklar. Leyla durağında sevda yağmurlarıyla ıslanırlar.

"Cennet gözlüm" dediğimiz ve yarım kalmış yanımızı tamamlayan sevgiliyi alıp da yanımıza...

"Sen ey cenneti müjdeleyen Sevgili, Sevgilim!" deyip düşüp de peşine, tutunup da eteğine aradık mı hiç gecenin ve gündüzün Leylasını? Sevdanın ve Leyla'nın aşkına kaç gün doğumlarını sancıyla yaşadık? Gün batımlarında kaybettiğimiz Leyla'yı bir gülün kırmızısında bir bülbülün feryadında aradık mı hiç? Leyla'dan başkasını görmez oldu mu gözlerimiz?

Yanıklığıyla ve ceylanlarıyla kendisini aşka çağıran çöldedir Mecnun. Dolaşır bir baştan bir başa. Yüreğinden aşka ırmaklar akar çöl kumlarında. Gönlünü avutur.
Dolaştığı günlerden bir gün... Fark edemez namaz kılan bir dervişin önünden geçtiğini. Leyla'dan başkasını görmeye yasaklı gözleriyle göremez, namaz kılan dervişi. Namaz biter. Kırk yıllık bekleyiş yükünü bilen derviş kızar Mecnun'a. Özür kuşanmış kelimelerin ardından, paslı vicdanlara bir hançer gibi, saplanan sözler dökülür Leyla kitabı okuyan dudaklardan. "Kusura bakma derviş baba, ben Leyla'nın aşkından seni göremedim. Ya sen, huzurunda bulunduğun Mevla'nın aşkından beni nasıl gördün?"

Aşk yanılgısıyla avunan yürekler sıtmaya tutulur. Yeni bir sevdanın, ezelî ve ebedî Leyla'nın eşiğinde aşka uyanır canlar, Leyla'ya uyanır. Vuslat kokan düşler Leyla'ya uzanır.









BİR DUA



Allah’ım!
Bana dilimle değil halimle vazetmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bana bir insanın elinden tutmadan önce kalbinden tutmanın sırlarını öğret Ya Rabbi!
Allah’ım!
Okuma öğrenme öğrendiklerimizi uygulama aşkımızı salgın ve saygın bir hastalığa dönüştür Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizleri dünlerde kaybolmaktan muhafaza eyle yarına kalabilenlerden eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Dinimizi dünyanın mehri yapmaktan acıkınca da inançlarımızı yemekten cümlemizi muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Beni beni benim önüme engel olmaktan
Beni benim hayatımın kemirgeni olmaktan
Beni bana yalan söylemekten muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bakışımızı ibret
Sukutumuzu hikmet
Konuşmamızı sanat ve marifete dönüştür Ya Rabbi!
Allah’ım!
Boşa bakanlardan
Boşa susanlardan
Boşa konuşanlardan eyleme Ya Rabbi!
Allah’ım!
Zenginlerimizi hamiyetsiz
Fakirlerimizi gayretsiz
Alimlerimizi amelsiz
İdarecilerimizi adaletsiz bırakma Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kandillerimizi hakiki kandil
Düğünlerimizi hakiki düğün
Bayramlarımızı hakiki bayram eyle Ya rabbi!
Allah’ım!
Cehalet zaruret ve ihtilafa karşı açmış olduğumuz ikinci kurtuluş savaşımızda bizleri mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Milletimiziidarecilerimizin önüne engel olmaktan
İdarecilerimizi de milletimizin önüne engel olmaktan muhafaza eyle ya Rabbi!
Bizlere devlet-millet bütünlüğüne ulaşmamızı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
İdarecilerimizin feraset merhamet ve basiretini
Halkımızın da hürmet hizmet ve hamiyetini artır ya Rabbi!
Allah’ım!
Her sabah güneşi üzerimize yeniden ışıklandırıp günümüzü pırıl pırıl aydınlattığın gibi
Her sabah içimizdeki güneşi de yeni ümitler yeni hedefler ve yeni heyecanlarla üzerimize ışıklandırYa Rabbi!
Allah’ım!
Bizlere ilim açlığı ihsan buyur Ya Rabbi!
Suyaekmeğe olan iştahımız gibi kıyamete kadar kapanmayan bir kitap okuma iştahı ihsan buyur Ya Rabbi!
Allah’ım!
Hayatımızın her anında namazda gibi ilahi huzurda olduğumuz bilincinden ayırma Ya Rabbi!
Allah’ım!
Semalarımızı bayraksız bizleri hürriyetsiz camilerimizi cemaatsız cemaatimizi de ilim ve hikmetsiz bırakma Ya Rabbi!
Allah’ım!
Çalışmalarımızı bir ibadet bilinci ve ibadet huzuru içinde yapmayı nasip eyleYa Rabbi!
Allah’ım!
Bizlere her daim hem kavli hem de fiili dua yapmayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Dahili ve harici düşmanlardan sana sığındığımız gibi; cehaletintembelliğinkapasite israfının şerrinden de sana sığınıyoruz bizleri muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Sistematik çalışmayı; en büyük zevkimiz en tatlı lezzetimiz en birinci yaşam ilkemiz haline getir Ya Rabbi!
Allah’ım!
Önce Hak'tan sonra haksızlıktan korkmayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizlere midemiz kadar aklımızı
Dilimiz kadar da el ve ayaklarımızı çalıştırmayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizlere Malazgirt Çanakkale ve İstiklal zaferleri gibi
Ekonomik ilmi fikri siyasiahlaki zaferler ihsan eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Yetenek israfından
Kapasite israfından
Zaman israfından ve israfın her türlüsünden muhafaza eyle Ya Rabbi.
Allah’ım!
Ertelemekten üşenmekten yılmaktan vazgeçmekten yarına bırakmaktan ve buna benzer hastalıkların şerrinden muhafaza eyle Ya Rabbi! Bu hastalıklara karşı Alim Hakim ve Şafi isimlerinden acilen şifalar ihsan eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kahvelerimizi kıraathaneye dönüştür Ya Rabbi!
Radyo ve televizyonlarımızı ilim ve irfan dağıtan birer öğretim yuvasına dönüştür Ya Rabbi!
Okul ve Üniversitelerimizi de birer eğitim yuvasına dönüştür Ya Rabbi!
Allah’ım!
Beynimizi malumat ishali olmaktan
Aklımızı öfkenin esiri olmaktan
Bedenimizi şehvetin kölesi olmaktan
Midemizi depo haline gelmekten muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizleri irade felci olmaktan muhafaza eyle.
Kendi içinde hapis kalmaktan cümlemizi muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kağnı hızıyla konuşup Mercedes hızıyla koşuşanlardan eyle Ya Rabbi!
Bildiklerimizin hamili değil amili olanlardan eyle Ya Rabbi!
Büyük laf edip küçük davranış sergilemekten cümlemizi muhafaza buyur Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kıyamet kopmadan önce cennetin bir önsözünü bu dünyada yaşamayı hepimize nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
En büyük düşmanımız cehalete karşı bizlere yardım eyle.
Bizleri; okuyanöğrenen anlayan ve uygulayan bir millet haline getir Ya Rabbi.
“Allah’ım!
Bizlere senin sevgini
Seni sevenlerin sevgisini
Sevdiklerinin sevgisini
Seni sevdirecek amellerin sevgisini sevdir Ya Rabbi!”
Allah’ım!
Bizlere süper insan Ülkemize de süper güç olmayı nasip eyle ihsan eyle Ya Rabbi!
Her sabahnamaza niyet eder gibi; süper insan süper Müslüman süper millet ve süper güç olmaya niyet etmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Namazımın Orucumun ve bütün ibadetlerimin put haline gelmesinden sana sığınırım muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım
Sevap bezirganlığından ve din tüccarlığından hepimizi muhafaza eyle Ya Rabbi!
Din tüccarlarının ve maneviyat simsarlarının şerrinden cümlemizi muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizleri cehenneme kara odun yığanlardan değil cennete ak adam yetiştirenlerden eyle Ya Rabbi!
Bizleri cehennem zebaniliği yapmaktan cennet bekçiliği yapmaktan muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Beni gözyaşı akıtan değil gözyaşı dindirenlerden eyle. Problemin bir parçası değilçözümün bir parçası olanlardan eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Varlığıyla yokluğu bir olanlardan olmaktan cümlemizi muhafaza eyle Ya Rabbi!
Yürüyen konuşan müteharrik bir meyyit haline gelmekten cümlemizi muhafaza buyur Ya Rabbi!
Ülkesine en büyük hizmeti ölümü olan insan olmaktan cümlemizi muhafaza buyur Ya Rabbi!
Allah’ım!
Aklımı; pozitif ilimlerin nuruyla
Vicdanımı dinin ilimlerin nuruyla nurlandır Ya Rabbi!
Her iki nurla da Hayatımı nurlandır Ya Rabbi!
Allah’ım!
Tevazuda insanlardan bir insan olmayı
Çalışma ve gayrette insanlardan farklı bir insan olmayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Sadelikle bayağılığı
Tevazuyla zilleti
Vakarla gururu
Başarısızlıkla mağlubiyet arasındaki farkı idrak ederek hayata geçirmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Yeteneklerimizin gücüyle topraklarımızın bereketini birleştir Ya Rabbi!
Bizlere sonsuz rahmetinle içimizdeki gücü uyandırmayı yeniden nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Üzerimize; Rahmetinden bereketli yağmurlar yağdırdığın gibi
Kalplerimize; aşk şevk gayret heyecan kardeşlik birlik beraberlik ve sevgi yağdır Ya Rabbi!
Allah’ım!
Say ve gayretimizi su damlaları gibi sürekli
Tembellik ve cehaletimizi örümcek ağı gibi güçsüz eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bağlılıklarımızın bağımlılığa dönüşmesinden sana sığınırız muhafaza eyle Ya Rabbi!
Aşırı sevginin ve aşırı öfkenin gözümüzü kör etmesinden sana sığınırız bizleri muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Baktıklarımı görmeyi
Gördüklerimi anlamayı
Anladıklarımı hayata geçirmeyi
Duyduklarımı da gerçeğin süzgecinden geçirmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Hayatımın en acı günü; düşmanlarımın beni ahmak dostlarımın şerrinden kurtardıkları gün olmasın muhafaza buyur Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizleri hayırlı ve güzel işlerde acze düşürme
Kötü ve çirkin işlerde gayrete getirme Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kalbim çalıştığı müddetçe gayretimi de kalbim gibi sürekli kıl Ya Rabbi!
Kalbim durduğunda ise eserlerimi manevi hayatımın manevi kalbi olarak devam ettir Ya Rabbi!
Allah’ım
Beni nefesleriyle hayatlananlardan değil yaşadığı hayatla nefes alan kullarından eyle Ya Rabbi!
Allah’ım
Geçmiş için manasız üzülmekten
Gelecek için luzumsuz kaygılanmaktan beni muhafaza eyle.
Geçmişin hüzünlerini sevince geleceğin kaygılarını gayret ve başarıya dönüştür Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bugünümü dünlerin hüzünlerine ve yarının endişelerine yedirme Ya Rabbi!
Bugünümü deli dolu değil; dolu dolu yaşamayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Gerçeği insanlara göre değil İnsanları gerçeğe göre değerlendirmeyi cümlemize nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Düşmanlarımızın bize olan kin ve öfkesini sevgimizin ateşinde erit ya Rabbi!
Bizi öldürmeye gelenleri ihlas ve içtenliğimizin içinde yeniden dirilt Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kur’ an-ı; mezarlara vicdanlara mahkum etmekten beni koru. Mezarlaşmış kalbimi en az mezarda yatanlar kadar Kur’an-dan istifade ettir Ya Rabbi!
Allah’ım!
Tercihlerimi yaptığımda aklımın olmamasından
Aklımı bulduğumda da tercihlerimi yapmış olmaktan sana sığınırım muhafaza buyur ya Rabbi!
Bizlere yirmi yaşında bir fizik yüz yaşında bir bilgelik nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Her gün yeni şeyler öğrenmeyi öğrendiklerimle de de her gün yeni şeyler yapmayı nasip eyle Ya Rabbi!
İki günü eşit olmaktan cümlemizi muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Öfkemde de sevincimde de itidal üzere olmayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım
Bizlere hatalarında ısrar etmemeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Ekşi bir limonu(acılarımızı) tatlı bir limonataya dönüştürmeyi cümlemize nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım
Çaresizliğimin çaresi sensin Allah’ım!
Çarelerinden çaresiz kılma Allah’ım!
Alla’hım!
Ekmek kıtlığından su kıtlığından sana sığındığımız gibi adam kıtlığından da sana sığınıyoruz muhafaza eyle Ya Rabbi!
“Allah’ım!
“Ameli olmayan hesap günü için
Hesabı olmayan bu amel gününde rızana uygun bir hayat yaşamayı nasip eyle Ya Rabbi ”
Allah’ım!
Aklıma ilim ve hikmet
Fikrime feraset ve basiret
Bedenime sıhhat ve afiyet
Ruhuma da tekamül ve ****net ihsan eyle Ya Rabbi!
Allah’ım
Sözümüzü baldan daha tatlı
Özümüzü kristalden daha şeffaf
İşlerimizi çelikten daha sağlam eyle Ya Rabbi!
Allah’ım
Cümlemizi tevbe ateşinde yanarak Cehennem ateşinde yanmaktan muhafaza buyur Ya Rabbi!
Allah’ım!
Namazlarımızın merasime dönüşmesinden
Camilerimizin gıybethane ve tembelhaneye dönüşmesinden
Cemaatimizin merasim kıtasına dönüşmesinden
Oruçlarımızın açlığa dönüşmesinden
Haccımızın seyahate dönüşmesinden
Kandillerimizin bayramlarımızın festivale dönüşmesinden
ibadetlerimizinadete dönüşmesinden
Alimlerimizin bilgisayara dönüşmesinden
Evlerimizin lokanta ve pansiyona dönüşmesinden
Evliliklerimizin evcilik oyununa dönüşmesinden sana sığınırızbizleri muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Söylediklerimizi gönlümüzün en derinliklerinde hissetmeyi
Hissettiklerimizi de en güzel şekilde ifade etmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Azdıran zenginlikten İsyan ettiren fakirlikten sana sığındığımız gibi haysiyet fukaralığından kişilik fukaralığından da sana sığınıyoruz muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Bizlere televizyonlu odadan kütüphaneli odaya hicret etmeyi nasip eyle.
Mutfağımızdaki tabak sayısı kadar kitap okumayı nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Sana kurban keserken zaaflarımızı da sana kurban etmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Kan kaybından ölmekten sana sığındığımız gibi değer kaybından ölmektende sana sığınıyoruz muhafaza eyle Ya Rabbi!
Allah’ım!
Cümlemize rızana uygun bir hayat yaşamayı ve son nefeste imanla ölmeyi nasip eyle Ya Rabbi!
Aminaminamin…
ALLAH RIZASI İÇİN EL-FATİHA!





 
 
İnsan yağmur gibi olmalı bence, herkesi ıslatabilmeli. .

Rahmeti kuşanıp herkese her şeye merhamet etmeli..

İnsan sözünü yağmur gibi yumuşakça indirmeli kulaklara;

Kırıp dökmemeli, damla damla söylemeli, ince ince sevmeli...

Şefkatli olup kimseyi küçümsememeli, hor görmemeli, kimsenin dalını kırmamalı..


İnsan yağmur gibi, bir görünmeli bir saklanmalı...

Öyle ince olmalı ki, ihtiyaç duyan onu dizi dibinde bulmalı, ihtiyaç bittiğinde hiç şikayetsiz ortalıktan kaybolmalı..


Yağmur göklerden yere serinliktir;

Yağmur yukarıdan aşağıya minnetsiz iniştir.

Yağmura “rahmet” diyenlere, yağmur damlaları sayısınca rahmet okumalı..



Senai Demirci 






 






“Rabbim, Fattah-ı Kerem olansın,


iyilik etmesini sevensin ve dahi kapalı olanı açansın ki
kalbimin kapısını aç ki
Zûleyha kuyusundan çıksın.”




Ey Zûleyha …
Sevdasını yüreğine katık eden sevgili…
gözlerinden gelen yağmurla yüreğindeki ateşi söndürmeye çalışıpta
her damlada bin yürek yakan…


“Ben su serptikçe senin alevin artacak,
sendeki ateş arttıkça ben daha çok yaş akıtacağım”


Sen ki suretin güzeline bir sınav oldun…
O ki sana cennet vesilesi….
Ömrün ki Yû’suf ila aslına bürünmüş, gerçeği bulmuştu ki gelmiş ve geçmiş en gerçek sevdayı yaşamıştı…


“Zûleyha ki Leyla’dan, Aslı’dan, Şirin’den, Zühre’den ve hatta Zahide’den sahici…”


Sabrın sevgiliyi getirdiğinin en açık kanıtı değil misin?
Sevgiyi dilde yaşatmak kolay ve gerçekten uzaktı….
oysa sen sevgiyi önce yüreğinde yaşadın öylesine büyüttün ki
kaldırmadı küçücük görünen ama kocaman olan o yüreğin
sonra göklere saldın
Rabbine ulaştın


Ey Zûleyha … Gör Zûleyha … Bil Zûleyha …
Senden yüzyıllar sonrasında yaşıyoruz.
İnsanların küfrünün ve azgınlığının her geçen gün arttığı bir dönemdeyiz…
Sokaklarımız ölü kaynıyor, insanlar kokuşmuş ruhlarıyla geziniyorlar…
kim kimi sevdiğini bilmeden yürüyor sokaklarda…
aşk sözleri her ağızda herkese söyleniyor…
sevdayı sadece beşeri -bedeni- yaptılar…
ki seni bilen şunu da biliyor ki bu insanların yaşadığı sevgi değil!!


İnsanlığın olmadığı bir yerde Aşk nasıl yaşasın ki…
kendini bilmez olan insanlar sevgiyi nasıl bilsinler ki…
sevmek yok olmak değil aksine var olmaktı…
varlığın olmadı yerde
sevgi olur muydu ki?


“Aşık olmayanlar Zûleyha ismine dokunmasınlar”


Ey Zûleyha … Gör Zûleyha … Bil Zûleyha …
yüreklerimiz bir kez daha aşkından değil…
utanıcından eriyerek söylüyor…
biz aşkı senle gömdük toprağa,
ne sevecek
ne de sevilecek
bir yürek kaldı ortada….


bil Zûleyha …
artık sevdalar göklere çıkmıyor…
daha ilk engelde takılıp geri dönülüyor…
hala Leyla faslındalar ki Mevla’ya nasıl ulaşsınlar…
bir çocuk yürümeden koşamaz ki,
İnsan sevginin ne olduğunu bilmeden
Mevla aşkıyla nasıl yansın
hiç yanmamış ki ne bilsin
bir yürek nasıl erir sevgili uğruna nûr olur…
o sevgi nasıl göklere ulaşsın ki Zûleyha …


“Sevgili!... Kapına geldik; AŞK’ı öğret bize
ve AŞK’ını ver yüreklerimize..”


ama Zûleyha
bil ki;
adını yazdık yüreğimizin en kör noktasına
Aşk deyince
kulaklarımızda sen çınlıyorsun
ilk önce Yûsuf diye eriyişin
ki Rabbim sana lütfedince Yûsuf’u
Yûsuf’tan ilahiye dönen aşkının büyüklüğünü anıyoruz


bil Zûleyha
senden yüzyıllar sonrada yaşıyoruz


ne ömrünü Yûsuf uğruna adayacak Zûleyha var…
ne de uğruna ömür adanacak bir Yûsuf…



hal böyleyken


nasıl göklere ulaşsın


sevdalar


…!



“Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar
sökülmez imiş.
Aşk ile insan elbet güneşe benzer ve aşksız gönül misali taşa benzer
Hayatı aşka bölünce aşk çoğalır;
bütün hayatları toplasan geriye Aşk kalır….”


Leyla'ya sormuşlardı hani bir gün, "Sen mi Kays'ı daha çok sevdin; yoksa o mu seni?"diye "Elbette ben onu daha çok sevdim!" demişti Leyla, Kays adını duyar duymaz gözünden yaşlar boşanarak, "Elbette ben onu daha çok sevdim!" "Nedir delilin, nasıl ispat edersin onu daha çok sevdiğini, üstelik o senin için çılgınlığa varmış, aklını yitirmiş mecnun olmuşken?" O vakit Leyla ağlayarak: "Dostlar!"demişti, "sırdır ki gizli gerektir, sevgilinin adını dile düşürmek hakikatte ayıptır Kays bir dağ delisi gibi davrandı, gitti sahralarda çöllerde aşkımız ona buna anlattı, ben kimseciklerle paylaşmadım onun sevgisini, içimde büyüttüm, büyüttüm, büyüttüm Budur ki benim onu daha çok sevdiğime delildir?

- Mecnun kime anlattı aşkını ? -Kurtlara, kuşlara, dilşeker'im, yalnızca ağzı var dili yok kurtlara kuşlara Buna rağmen sırlarına halel geldi, sevdaları dillere düştü, şiirlere nakış oldu Sevgi dediğin, aşk dediğin mahremdir, dile getirmek mahremine halel getirmektir -


İskender Pala
 

 




AŞKLARIN EN GÜZELİ


Dünyanın, yaşanmış en güzel aşk hikayesi bu..
Ne Leyla diyeceğim size ne de Mecnun, Ferhad, Romeo vs. vs..
En güzel aşk hikayesi Efendimiz sallALLAHu aleyhi vesellem ile Hatice Validemizin hikayesidir..
Sanır mısınız ki Leyla ile Mecnun evlenseydi, ya da diğerleri..Aşkları dillere destan olur,
günümüze kadar ulaşırdı?

Hayır tabii ki!
Belki bir kaç sene sonra bitecekti.. Yaşanmadığından, kavuşulmadığından hep bunlar
Ama siz bir bakın efendimizle, Hatice Validemizin aşkına ALLAH için!
Bu, yaşanmış hem de uzun yıllar boyu yaşanmış bir aşk..

Mekke fethinin ilk günü, o karışıklık, o heyecan esnasında Efendimiz yaşlı bir hanımla karşılaşıyor,
O'nun yanına gelmesini önlemek isteyenlere "Bırakın" diyor gelsin..
Sırtından abayasını çıkarıp, hanımın altına seriyor ve birlikte oturup 1 saat kadar sohbet ediyorlar..
Aişe Validemiz merak ediyor ve sonrasında;
"Kimdi o? Neler konuştunuz?" soruyor..
Cevaba bakar mısınız;
" O, Hatice'nin arkadaşı idi, eski günleri yad ettik"
Hatice Validemiz vefat etmiş, aradan yıllar geçmiş, vefayı, sevgiyi, özlemi görüyor musunuz?

Ve o hengamede..
Ve Hatice Validemize bakın;
Yaşı 55..
Efendimiz o sıra Hira mağarasında, nübüvvetten evvel ibadette..
Her gün O en sevgili'ye yiyecek taşıyor! Her gun gidiyor ve O'nunla biraz oturuyor..
Hira Mağarasını bilir misiniz siz? Ne kadar yüksektir ve çıkması ne kadar zordur?
Bugün gençler bile çıkarken ter içinde kalırlar, çok yorulurlar..
Yaşı 55 Hatice Validemizin ve her gün Habibini görmeye gidiyor!

Yine bakınız ki o asil hanıma, Efendimizden daha yaşlı olduğu için O'na üstüne
evlenmesini teklif ediyor!
Düşünebiliyor musunuz?
O'nu öylesine seviyor ki, sadece O'nu mutlu edeceğini düşündüğü için "Evlen" diyor!
Ama O, reddediyor, asla O'nu incitmek istemiyor..

Hanım'a bakın! Ve sevgisine..

Yine ilk vahiy geldiğinde O'na nasıl destek olduğuna, yüreğini, malını, canını nasıl serdiğine bakın..
Ve Efendimizin yüreğindeki Hatice Validemizin yerini düşünün, çok hadislerde geçer..
Yine Validemizin vefatından çok uzun yıllar sonra kız kardeşi Hale efendimizin evine gelir ve kapıyı çalar..
Öylesine heyecanlanır ki O, kapıya koşar, eli ayağı dolaşır..
"Neden" derler..
"Hatice'nin çalışı bu" buyururlar.. Ve "Sanırım Hale'dir gelen" derler..

En güzel Aşk hikayesi budur!
Yaşanmış ama pörsümemiş, eskimemiş, yepyenidir..

 
  Toplam 75782 ziyaretçi (140756 klik) burdaydı! ARAMADIN KI, BULASIN.....  
 
***"Bir damla gözyaşında saklı “Can” ,,, Bir damla gözyaşı “Can”a hayat bulduran ..."*** "Suskunluğumu en güzel dua kıl YA RABB! ...."*** Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol