*** SEVGİ YOLU ***
  Muhyiddin-i Arabi
 

MUHİDDİN-İ ARABİ:

( Ispanya, 1165 - Sâm, 1240 )

Islam mütefekkir ve mutasavvifi 8 yasinda Isbiliye'ye (Sevilla) gelerek mükemmel ve üstü bir tahsil yapti. 29 yasinda Tunus'a geldi. Fas'ta yasadi. Tunus'tan, Misir'a, Filistin'e ve Hicaz'a gitti, hacc etti. 1204'te Konya'ya geldi ve Selcuklu Sultan I. Keyhüsrev tarafindan büyük saygiyla karsilandi. Müstakbel Sultan Keykavus'a hoca oldu. 1230'da Anadolu'yu birakarak Sam'a yerlesti. Orada 75 yasinda vefat etti. Türbesinin bugünkü seklini 1516'da Yavuz Sultan seilm yaptirdi.

Mâliki olan Muhyiddin-i Arâbi, vahdet-i vücud inancinin mutlak kurucusu ve savunucusu olarak Islam ve Türk tasvvufuna en derinden te'sir etti. Genc cagdasi Mevlânâ üzerinde de büyük te'siri vardir.

Muhyiddin Arabi Hazretleri eserleri hakkinda demistir ki:

" Benim bu kitaplari meydan getirmekten muradim, bircoklari gibi sadece eser telif etmek degil. Eserlerden büyük bir kisminin telifi icin Hak tarafindan emir aldim ".

Kendisi, Füsus'ul Hikem isimli eserini, rüyasinda Efendimiz (sav)'den aldigi isaret üzerine yazmistir. Yine Ibn-i Arabi, "bizi tanimayan eserlerimizi okumasin " demistir.


ZAMAN Gazetesi Namaz vakitleri takvimi, 16.11.1996



 

TAPTIĞINIZ AYAĞIMIN ALTINDA
Muhiddini Arabî bir dağa çıkıp:
-Sizin taptıklarınız benîm ayağımın altındadır; diye bağırmaya başladı. Bu söz üzerine zamanın uleması Muhiddin Arabi'nin (Allah benim ayağımın altındadır) dediğine hükmederek küfrüne; kail oldular ve idamına hükmettiler. Kabrini bile belli bir yere değil bir dağa yaptılar. Fakat Muhiddin Arabî Hazretleri bir sözünde:
- İza dehaleşşini ilâşşın, zahara kabr-i Muhiddin (Sin sına girdiği zaman Muhiddin'in kabri ve muradı anlaşılır) demişti.
Aradan asırlar geçti. Yavuz Sultan Selim Han Şam'ı fethetti. Orada bu hadiseyi duyup Muhiddin Arabi'nin kabrinin nerede olduğunu sordu. Kimse Muhiddin-i Arabi'nin kabrinin nerede olduğunu bilmiyordu
Dağda koyun otlatmakta olan çobanlara kadar Muhiddin Arabi'nin kabrinin nerede olduğunu soruyor fakat kimseden mutmain bir cevap alamıyordu. Sadece çobanın bir tanesi:
— Efendim dedi, ben kabrin nerede olduğunu bilmiyorum. Fakat şurada bir yer var ki, oradan ne koyunların birisi bir ot yer ne de oraya bir hayvan basar. Oranın otları kendi halinde büyür ve zamanı gelince de kurur gider, dedi. Bunun üzerine Sultan Selim, oranın Muhiddin Arabi'nin kabri olduğuna karar verip kazdırdı. Baktılar ki, cesedleri olduğu gibi duruyor. Oraya muhteşem bir türbe yaptırdı. Sonra O'nun niçin İdam edildiğini sordu.
Oradakiler:
— Sizin taptığınız benim ayağımın altındadır, dediği için idam edildiğini söylediler.
Bu defa; Sultan Selim Han, bu sözü nerede söylediğini araştırıp orayı da buldu. Orayı kazmalarını emretti. Kazdıklarında oradan bir küp altının çıktığını gördüler. Yavuz Sultan Selim şöyle söyledi:
- Hazreti Peygamberimiz, zamanın küfür meclislerine binaen «Dininiz paranız, kıbleniz kadınlarınız» buyurmadı mı? İşte Muhiddin-i Arabî de buna dayanarak, taptığınız ayağımın altında demekle, benim ayağımın altında altın var demek istemiş ama, o zaman bunu kimse anlayamamış ve Muhiddin'i haksız yere idam etmişler, buyurdu. Böylece Muhiddin-i Arabi'nin iki kerameti birden zuhur etmiş oluyordu; biri paranın yerini bildirmesi, biri de Yavuz'un gelip hadiseyi aydınlığa kavuşturması...
Muhiddini Arabî H. 638 (M. 1240)'da vefat etmiş ve Şam'ın Kasyon dağına defnedilmiştir.
Muhiddin-i Arabi idam edilmeden önce hücreye atıldığında aynı hücrede bir kişi daha vardı. Araların da şöyle bir konuşma geçti.

- ya imam sana üç şey sormak istiyorum.
- Sor bakalım.
- Sabır nedir?
- Ben şimdi nazar etsem şu kapılar teker teker açılır ve ben çıkar giderim.
Dedi ve kapılar açılmaya başladı.
- Fakat ben Allah c.c un beni bu şekilde imtahan etmesine tahammülüm sabırdır dedi.
- Peki kanaat nedir?
- Ben şimdi nazar etsem şu yerdeki çakıl taşları altın ve gümüş olur dedi
Ve yerdeki çakıl taşları altın gümüş olmaya başladı.
- benim şu anda ne lambamda yakacak yağım nede yiyecek ekmeğim var ben ise bu halime şükrediyor ve sabrediyorum işte bu kanaattir
- peki fütüvvet (delikanlılık) nedir.
- Bu soruna yarın cevap vereyim diyor ve uyuyorlar.
- Soruyu soran zat rüyasında mahşerin kurulup herkesin hesaba çekildiğini görüyor. Muhiddin-i Arabi nin yanına gelen melekler şu müjdeyi veriyor sana azda olsa muhabbeti olan kişileri Allah c.c cennetine koydu diyor. Fakat Muhiddin-i Arabi dua etmeye başlıyor.
- Yarabbi ben sadece bana muhabbeti olanların değil. Beni sevmeyenlerinde cennete girmelerini istiyorum diye dua ediyor ve o zata dönerek.
- İşte fütüvvet (delikanlılık) budur diyor.

 

 
  Toplam 75819 ziyaretçi (140794 klik) burdaydı! ARAMADIN KI, BULASIN.....  
 
***"Bir damla gözyaşında saklı “Can” ,,, Bir damla gözyaşı “Can”a hayat bulduran ..."*** "Suskunluğumu en güzel dua kıl YA RABB! ...."*** Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol